fiko

Haftanın Konusu

Yeni konumuz "Hayır, hayır, hayır... Kime söylüyorum ki şarkıyı?'. Bu kez her şey çok basit: ya evet diyeceksiniz, ya hayır...

20 Şubat 2015 Cuma

Bildiğin Rüya (Düz rüya)


En gerçekçi dünya belki de. Hayal alemi olarak nitelenen en gerçekçi dünya. 

Gün içinde yaşanan rutin olaylara verdiğim tepkilerin olağanlığından, sürpriz olarak gördüğüm çoğu duruma ne tepki vereceğimi bilemiyorum. Ve hatta daha ötesi, farkında olarak verdiğim tepkinin içerdiği duyguyu tam olarak yaşayamıyorum, hissedemiyorum. Hani sigara içenlerin koku duyusunda azalma olur ya, veya hasta olduğunuzda hiçbir şeyin tadını alamazsınız ya, öyle bir şey. Karşılaştığım şaşkınlık verici olay beni mutlu etse de, kızdırsa da, üzse de; ben bunu tam anlamıyla yaşayamıyorum. Öyle kısa ki o duyguyu yaşayışım, belki 2-3 saniyelik bir şey. O 2-3 saniyeden sonra olayı ana hatlarıyla kabullenmiş oluyorum her türlü. Bazıları anın keyfini çıkarmak diyor ya, yok, onu yapamıyorum.

İşte bu rüya denen güzellik, benim yaşamaktan yoksun kaldığım duyguları bana doyasıya yaşatan tek yer. Yaşadığım en büyük mutluluğu ben rüyamda yaşadım. Öyle gerçek öyle kalıcıydı ki, uyanık olduğum süre boyunca yaşadığım mutlulukların fersah fersah ötesindedir. “Bana mutluluğun rüyasını görebilir misin Fiko?” deyin, gelin sokayım sizi o rüyanın içine, yaşadığınız mutluluklara küfredersiniz.

Fiziksel acı anlamında çok büyük şeyler yaşamadım bugüne kadar. Birkaç kez ameliyat oldum, onların ağrısını da ameliyat öncesi ve sonrası aldığım ağrı kesicilerle hafiflettim. Ama siz bir de beni rüyada bıçak yerken görün... O acıyı yaşasanız bir bağırırsınız, yedi ceddiniz mezardan kalkar gelir ne oluyor diye, o kadar derinden girer o bıçak.

Çok büyük aşk yaşıyorsunuz, değil mi? Aşkitonuz olmadan nefes alamazsınız, ölürsünüz, onsuz bir hiçsiniz he mi? Kim bilir kaç insana böyle hissettiniz, sonra ne oldu? En fazla 1 saatlik ayrılık konuşması - ki o bile çok, ben fazladan söyledim-, bitti. Bazen bitti diye üzülüyorsunuz, bazen o da yok... Ben rüyamda bir aşık oluyorum, sırılsıklam. Ferhat'ın deldiği dağ, küçük çocuğun yaptığı kumdan kale kalır benim aşkımın yanında. Hele bir de rüya platonik başlar, sonunda kavuşmayla biterse... Ya ben bir keresinde tanıdığım bir kıza rüyamda aşık oldum, uyandım 2 gün aşık gezdim o kıza. Sonra geçti, neden? Kız kabul etmedi, şaka şaka. Hepsi rüyada gerçek çünkü, hepsini orada yaşadım ben. Birlikte olduğumda yaşayacağım mutluluğun ötesini yaşadım. Zaten o kızın hayata bakış açısıyla birlikte olmamız mümkün değildi de, ben o kızı ideal kız arkadaş olarak kafamda oluşturup, onunla mutlu olduğum bir dünya yarattım, çok da güzel olmuştu. Şu an “Siktir lan, öyle mantık mı var?” diyorsunuz değil mi? Aynısını ben de size diyorum, siz o mutluluğu zamana yayıyorsunuz, hatta onu da yapamıyorsunuz; ben o mutluluğu sizden kısa; ama sizden yoğun yaşıyorum.

Cinsel içerikli rüyalarıma girip, hiçbirinizin moralini bozmak istemiyorum. Yaşamanızın imkansız olduğu hazları salyalarınız aka aka okutmak istemiyorum size. Zaten anlatmaya başlarsam yazının sonu gelmez, burayı pas geçelim.

Lan ben rüyamda Amerika'ya gittim, Brad Pitt ve Angelina Jolie'nin evine girip kek yedim, sonra Angelina'yı Ali Sami Yen'e getirdim, Cimbom gol attı, Angelina'yı tribüne yengeniz olur diye emanet ettim, sahaya atladım Baros ile gol sevinci yaşadım, maç çıkışı bara gittik, işemeye tuvalete girdim, çıkışta Angelina ile Baros'u öpüşürken buldum, atar yaptım "Ne ayaksınız lan siz!" diye, bana siktir çektiler, üstüne Baros beni dövdü. Aşka saygımdan eyvallah dedim çıktım sokağa, telefonumda Brad arıyor yazısını görüp, sizin o vücudum keşke böyle olsa dediğiniz adamdan dayak yeme korkusunu yaşadım. Aşk, ihtiras, şehvet, tutku, sevinç, ihanet, korku... Ben bunların hepsini tek rüyada dibine kadar yaşadım, doya doya. Lafa gelince siz hayalperestsiniz ama, hayallerinizi de sikeyim ayrıca, monoton orospu çocukları sizi. 

Tek bir büyük gerçek var, sizin günlük yaşamınızla benim rüyalarım kapıştığında yenileceğim, ölüm. Onun sebebi de sürekli rüyada olamamam, sürekliliği bir sağlasam, onda da siz zamanla alışırsınız; ben ilk anki üzüntüyü hep yaşarım. Gerçi bunu ne kadar isteyeceğim de şüpheli, hatta istemem. 

Lafın özü, yapamıyorum arkadaş, doya doya hiçbir şeyi yaşayamıyorum. Yaşıyor gibi görünmeyi öğreneli çok oldu da; yaşamayı öğrenemiyorum. Sadece rüyada yaşayabiliyorum tüm duyguların en üst noktasını. Rüyalarda yaşıyor bazı ibneler dediğinizi duyar gibiyim; ama en azından yaşıyorum lan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder