fiko

Haftanın Konusu

Yeni konumuz "Hayır, hayır, hayır... Kime söylüyorum ki şarkıyı?'. Bu kez her şey çok basit: ya evet diyeceksiniz, ya hayır...

21 Şubat 2015 Cumartesi

Hadi ben yattım!


Aylardan mayıs, vakitlerden akşamüstü… Barbaros Bulvarı’ndan iniyorum hızlı ve büyük adımlarla… Saçlarım, yanaklarımın ve kulaklarımın üzerine çarpıp duruyor yürürken ritme uygun olarak… Karşıda Kız Kulesi görünüyor sonra… Masumiyet akıyor lacivert eteklerinden… Edalı bir bakış atıyor sanki inceden esen rüzgarla… Aylardan mayıs, vakitlerden akşamüstü…

Sokaktan geçen insanların hiçbirinin umrunda olmamak, hakikaten harika bir duygu. Yalnızlık gibi değil, özgürlük gibi. Köyiçi kalabalık ama bana dokunan yok. Kimin kime dokunduğu konusunda da bilgim yok açıkçası.

Bira köpüklü olunca daha iyi olmuyor mu ya sizce de?

- Eyvallah kardeş.

Etrafta müzik falan yok ama ruhumda Todo Cambia çalıyor oturduğumdan beri. Aylak’ta değil, Küba Devrimi’ndeyim sanki. Şili’de şiir tarlalarından geçip özgürlük denizine atlıyorum zannedersin. Arjantinli olup da; bana göre Messi’den, Maradona’dan daha çok sevdiğim ablam Mercedes Sosa sayesinde umutlanıyorum. Huzuru hissedip cesaret doluyor ruhum. “Değişir, her şey değişir.” diyor parçada. Değişmesine üzüldüğüm şeylere, “Yahu her şey değişiyor bak! Ne olacaktı yani?” diyorum. Değiştiremediğim şeylere, “Değişir, merak etme, değişir.” diyorum.

- Ya şu bardağı değiştirsek mi? Arjantin bardağın ağzı kalın ya hani.

Küçükken mutluydum sanırım. Anneannem un çorbası içirirdi iki katlı binanın bahçe duvarında. Taşla kale yapmış, cadde üzerinde top oynayanları izleyeceğim. Yaşım en fazla 5. Akşamüstü yine. Yine ilkbahar mevsim. Hava kararınca dağılacaklar. Kimin kazandığını oynayanlardan daha çok dert ettiğim kesin.

Küçükken mutluydum sanırım dedim ama, şimdi fark ediyorum ki mutluluk değil, tasasız olmak o bahsettiğim. Mutluluk başka bir şey. Mesela en mutlu olduğum an, UEFA Kupası’nı aldığımız an olabilir. “Gol Leventçim, gol!” sesleri falan. Gerçi konu rüyaydı. Bu gerçek bildiğin. Malumunuz, “Gerçekleri tarih yazar, tarihi de Galatasaray!”

Gerçi insan bilmediği ya da düşünemediği şey rüyasında göremezmiş. Rüyaların hepsi gerçek o yüzden. Bence yani.

Yahu birilerinin istediği gibi düşünmesi ve istediği gibi yaşaması neden ağır geliyor insana? Hakikaten anlayamıyorum. Nedir lan sizin olayınız? Ne yani? Sizi üstün kılan şey ne? Daha modern(!) olmak mı? Daha bilgili(!) olmak mı? Bilmek(!) ne ki? Modernite(!) ne ki? Düşündüğün zaman, herkes osuruyor sıçarken. Ne yani farkın?

Küfür edeceğim arkadaş. Israrla küfür edeceğim. Hatta edeceğim değil, edicem. Amınıza bile koyucam yani. Yeter lan!

Sosyal mesaj verme kaygım falan yok ama, mutlak monarşi büyüktür demokrasi. Monark kardeşimiz vicdan sahibi olsun yeter ki.

- Buyurun hocam? Evet hocam uyanamamışım. 20-25 dakikaya okuldayım. Tamam. Hallediyoruz onu.

İnsanlık nedir bilmeyen orospu çocuklarının bu denli çok olduğu bir dünyada, insan haklarından bahseden kimselerden iğreniyorum.

Konu rüyaymış. Uyanın amına koyim. Ne yatması!         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder